İdare Etme Yöntemleri

İşyerinizdeki 14 zor kişilik ve onları idare etme yöntemleri

Her işyeri birbirinden farklıdır ama işyerlerindeki zor insanlar hep aynıdır. Yazar Gary S. Topchik’in hazırladığı bu 14 zor karakter listesi, onları tanımanıza ve idare etmenize yardımcı olacak.

Lokomotifler: Bu tür insanlar mutsuzluklarını başkalarından çıkarmaya çalışırlar. Genelde sinirli

ve düşmanca davranırlar. Otoriter, acımasız ve diktatörce bir ruh hali içindedirler. En sevdikleri cümle “ya benim dediğim gibi olur, ya da hiç olmaz”dır.

Çözüm: Kabullenmeyin. Amirinize bu tür davranışların işinizi olumsuz etkilediğini ve sizinle nasıl iletişim kurulmasını istediğinizi anlatın. Lokomotiflere karşı ısrarcı davranın.

Mükemmeliyetçiler: Eğer bir şey mükemmel değilse, olumsuz davranışlar gösterirler. Onların standartları gerçekçi değildir, başkalarının övdüğü bir iş, onlara göre kabul edilebilir dahi olmayabilir. Bazı yöneticileri bu tür davranışlar içinde görmeniz mümkündür. Onları sık sık “daha iyi olabilirdi” derken bulabilirsiniz.

Çözüm: Bu tür insanların söylediklerini fazla ciddiye almayın. Onlar aslında kendi yetersizliklerine hayıflanırlar, sizinkine değil. Onlarla beraber çalışmayı deneyin ki, hem kendilerine hem başkalarına daha gerçekçi hedefler belirleyebilsinler.

Sinsi Direnişçiler: İşyerindeki en ufak bir değişiklik bu insanların canını sıkar. Mevcut düzene bayılırlar, asla değişmesini istemezler. Ancak bir değişiklik karşısında seslerini de çıkarmazlar. Sessizce kavga ederler. Değişikliğin iyi olduğunu söyler ve desteklerler ama uygulamazlar. Eski onlar için hep daha iyidir.

Çözüm: En iyi strateji, bu tipleri de değişimin içine dahil etmektir. Eğer sürecin bir parçası iseler ya da kendileri bir değişiklik talep etmişse, davranışlarında ani bir düzelme görülür. Ayrıca, değişikliği aşama aşama onlara göstermelisiniz ki yeni ortama alışsınlar.

Benim İşim Değil’ciler: Bu tipler olumsuzluklarını, bir iş ne kadar kolay olursa olsun eğer iş tanımına dahil olmadığına inanıyorsa kesinlikle yapmayarak gösterirler. Kendilerini tehlikede hissettikleri için mutsuzdurlar ve çalışma arkadaşlarına, amirlerine bu şekilde karşılık verirler.

Çözüm: Aslında tek istedikleri kendilerini geliştirmek ve daha iyi yerlere gelmektir. Ancak kariyerlerinin açık olmadığını düşünerek işlerine karşı heyecanlarını kaybederler ve bu nedenle mümkün olduğunca az iş yapmaya çalışırlar. Eğitim ve gelişim fırsatları yaratmaya çalışın.

Ayaklı gazeteler: Bu tiplerse mutsuzluklarını etrafa söylentiler yayarak yansıtırlar. Yayılmasına yardımcı oldukları ve yarattıkları hikayeler etrafta dolaşmaya başlayıp insanlardan güçlü tepkiler aldığında kendilerini önemli hissederler. Çevrelerinde kontrolü kaybettiklerini düşündükleri an yaydıkları söylentilerle bu kontrolü geri kazandıklarına inanırlar. Yöneticiler, yeniden yapılanma, başkalarının maaşları, diğer şirketlerin çalışanlarına önerdikleri, şirkette kimin kimle beraber olduğu gibi konular en favori konularıdır.

Çözüm: En iyi çözüm çalışanlara şirket hakkında gerçek bilgileri vermektir. Böylece kimse ayaklı gazetelere rağbet etmeyecektir.

Karamsarlar: Karamsarlar dünyayı zevksiz bir yer olarak görürler. Dünyanın tepelerine yıkılmasını beklerler, eğer yıkılmazsa yıkmak için ellerinden geleni yaparlar. Her şeyden rahatsızdırlar, ne yaparsanız yapın onların bakış açısını değiştiremezsiniz. Bu tür insanlar iş dışında da genellikle bu yapıdadır.

Çözüm: Büyük ihtimalle onun davranışını değiştirmek kolay olmayacaktır ama başlangıç olarak mevcut negatif alışkanlıklarının yerine birkaç iyi alışkanlık edinmesine yardımcı olabilirsiniz. Biraz alıştırma ve destekle bu yeni davranışlar eskisinin yerini alacaktır.

Mızmızlar: Bu tipler çocuk gibi davranırlar. İşler onun istediği şekilde yürümüyorsa, kaşlarını çatar, geri çekilir, tiradına başlar ve resmen ağlar.

Çözüm: Bu tipler destek görebileceği bir çevreye ihtiyaç duyarlar. Birileri sürekli ona ne kadar iyi iş yaptığını söylemelidir.                    

Ciddiyetsizler: Bu tipler işi hiçbir zaman ciddiye almazlar, takım arkadaşlarının işini daha da zorlaştırırlar. İşin önceliği onlar için çok düşüktür. Onlar için işe mümkün olduğunca az zaman ayırmak gerekir ki kendi özel işlerine daha fazla odaklanabilsinler. Hiçbir iş onlar için acil değildir, her iş bekleyebilir.

Çözüm: Ciddiyetsizler için açık hedefler, standartlar ve beklentiler belirlenmeli ve kendisine iletilmelidir. Ayrıca bunları yapıp yapmadıklarını izlemek de gerekir.

Eleştiriciler: Yaratıcı bir yaklaşımınız mı var? İşleri farklı şekillerde yapıyor ya da yeni öneriler mi getiriyorsunuz? Eleştiriciler mutlaka yerecek bir şey bulur. Onların misyonu, söylenen her şeye muhalif olmaktır. Ne olursa olsun, kendi söylediklerinin doğru olduğuna inanırlar. Nereye giderlerse gitsinler kendilerine problem edecek bir şey bulurlar. Size hiçbir zaman pozitif geribildirim vermezler ancak hatanızı gördüklerine hemen atlarlar. Genelde şu cümleyle tanınırlar: “Çok kötü bir fikir.”

Çözüm: Negatif yorum yapmaya bayılırlar ama genelde konuyla ilgili kesin bir şey söylemezler. Onlardan örnek vermelerini, kanıt göstermelerini isteyin ya da konuya muhalif olmalarının nedenini sorun. Israrcı olmalı, vazgeçmemelisiniz. Ona fikirlerinin önemli olduğunu ve endişesini anladığınızı mümkün olduğunca kibar bir şekilde söyleyin. Sonunda, sorduğunuz sorular yüzünden sizi eleştirmenin zor olduğunu görecek ve peşinizi bırakacaktır.

Fedakarlar: Bunlar bir ofisin kanayan yarasıdır. Erken gelirler, geç giderler. İstediğiniz her işi yaparlar. Ancak bunu yaptıkların için de kendilerine kızarlar, işlerinin çokluğundan, zor patronlardan, müşterilerden yakınırlar. Genellikle mutsuz bir özel hayatları vardır ve çok çalışarak bundan sıyrılacaklarını zannederler. İşlerinde mutsuz olmalarının nedeni ise bu çabalarının yeterince takdir edilmediğini düşünmeleridir. Şu tam onlara göre bir cümledir: “Bu şirkete bütün hayatımı verdim ama kimsenin umurunda değil.”

Çözüm: Fedakarlara devamlı pozitif geribildirim vermeli ve yaptığı işi ne kadar takdir ettiğinizi söylemelisiniz. Özellikle çalışma arkadaşlarının yanında güzel sözler söylenmesi hoşlarına gider. Onlara düzenli olarak yaptığı işleri öven e-mail göndermeli, patronu da cc’ye koymayı unutmamalısınız.

Kendini Suçlayanlar: Genellikle kendilerine kızarlar. Hatayı her zaman kendi iş performanslarında, görünüşlerinde, kariyerlerinin seyrinde, sosyo-ekonomik statülerinde, eğitimlerinde vs görürler. Kağıt üstünde aslında çok başarılılardır ancak onlar böyle görmezler.

Çözüm: Bu kişilerin kendilerine güvenlerini yeniden kazanmaları için herhangi bir strateji bulmalısınız. Egolarını harekete geçirecek bir nedene ihtiyaçları vardır. Aslında iyi iş yaptıklarını gösteren kanıtlar bulmalı, gerektiğinde ona göstermelisiniz.

Günah Keçisi Arayanlar: Hiçbir zaman sorumluluk alamadıkları ya da kendi hataları için suçlama kabul edemediklerinden külfeti hep başkalarına yüklerler. Başkalarının başının belaya girdiğini gördüklerinde rahatlamış oldukları gözden kaçmaz.

Çözüm: Bu tiplere hatalarını ve yanlış hesaplamalarını bariz örneklerle açıkladığınızda bu davranışlarından vazgeçeceklerdir. Muğlak konuşmayın, kesin bir şekilde kendinizi anlattığınızda günah keçisi arayamayacaklar, suçu kabulleneceklerdir.

Kırılganlar: Çok hassas insanlardır, iyi ifade edilmemiş bir cümle hemen kırılmalarına yol açar.

Çözüm: Bu insanlara önemli bir şey söylemeniz gerektiğinde kısa ve direkt hedefe yönelik olmamasına dikkat etin. Yavaşça konuya girin, kişiselleştirmeyin, ayrılmadan önce sizi tam olarak anladığından emin olun.

Detaycılar: İşyerinde detaycılara çok rastlarız. Mükemmel bir iş başarmışsınızdır, herkes memnun kalmıştır ama o ne yapar eder bir hata mutlaka bulur. Bir beyin fırtınası mı yapıyorsunuz, her fikrin altında mantık arar. Detaylara odaklanmaktan hoşlanır, eğer çok sık ve gereksiz yaparsa, fazla seçici ve negatif olarak adlandırılır.

Çözüm: Ondan tüm projeyi ya da görevi değerlendirmesini isteyin. Tek yapması gereken detaylardan uzaklaşıp, fotoğrafın tümüne bakabilmeyi öğrenmektir.

Başa dön